9 Haziran 2010 Çarşamba

Aşk ve karaciğer

Atmosferik Rahatsızlıklar'ın 19 Nisan 1976 doğumlu yazarı Rivka Galchen, New Yorker'ın 40'ının altında 20 yazar seçkisinde, Amerikan edebiyatının geleceği en parlak görülen isimleri arasında yer alıyor. Atmosferik Rahatsızlıklar, bizlerin okur okumaz çarpıldığı, kafa karışıklığını eşşiz bir biçimde billurlaştıran, her dönemecinde farklı sürprizlerle okurun zihnini tetikleyen, tuhaf ve benzersiz bir roman... Gerisi biraz yağmur, biraz bulut, biraz haziran...

Döndüm ve onu gördüm, mutfak pervazının altındaydı. Benim gömleğimi ve Rema’nın oğlan çocuğu şortunu giymişti, kalçası hafiften içeri göçüktü, tek eliyle o kızıl kahve eniği -köpeği- tutuyordu. Yürüyerek yanımdan geçti, ocağın yanındaki tezgâha yaslandı. Rema oraya yaslanmayı hep sevmişti, tam da böylece sıcağı hissedebiliyor ve de çaydanlığın ıslığı tam anlamıyla başlamadan ocağı söndürebiliyordu. Herhalde bu yaslanışın hatırına, eniğe rağmen, usulca kendimle tartışmaya başladım: o Rema olmalı. O Rema olmalı. Her zaman yaptığın gibi bu Rema’ya inan. Ona bak. Bir önceki güne göre cidden daha mı tuhaf? Saçlar, gözler, hafiften güvercini andıran ayaklara doğru uzanan uzun bacaklar. Başka kim olabilirdi ki? Her zaman yaptığın gibi bu Rema’ya inan.

...


Başımın ağrısı sersemletici bir noktaya ulaşmıştı, bu yüzden donuk mavi fayans zemine oturdum. O kadının ayaklarının dibinde oturuyordum. Ayak tabanı boyunca uzanan o mavi damara baktım. Tıp eğitimim sırasında bir ara, sık sık kan almak ve damar yolu açmaktan dolayı, gözlerim istemim dışında, damarların yerini saptamak üzere dört dönerdi. Elleri, ayakları, bilekleri, dirsek kıvrımlarını araştırırdım, uzanıp parmağımın ucunu bu damarlara koymamak ve kanın akışını hissetmemek için kendimi zor tutardım. Kanımız içimizde yaşayan bir hayalet gibidir, içimizde -kanımız, karaciğerimiz, aşklarımız gibi- bize danışmadan kendi işine bakan bir şey taşıyoruz. Rema’nın ayağındaki o damara dokundum. En azından bu ayağın gerçekten Rema’nın ayağı olduğunu söyleyebilirdim sanırım. Ya da belki de değildir. Ya da belki de, bütün ayaklar, zihnimde, Rema’nın ayağının birazcık farklı bir haline dönüşüyor. Rema’nın ayağı bütün bir Rema gibi; sadece ayağı onun bir bütün olarak kafamda yeniden canlanması için yeterli geliyor.

Bilmiyorum, o sırada kafam çok karışıktı.

(Atmosferik Rahatsızlıklar; Rivka Galchen. Çeviren: Hira Doğrul.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder