15 Kasım 2010 Pazartesi

Dehlizler


Önceki haftalarda Etgar Keret, Hakan Günday ve Georgi Gospodinov'un Karga'da katıldıkları panele uğradıysanız eğer, Günday'ın Keret öyküsü Sürpriz Yumurta'yı okuduğuna, Keret'in ise en çok etkilendiği yazarlar arasında Kafka'yı, Kurt Vonnegut'u ve Isaac Bashevis Singer'i saydığına tanık olmuşsunuzdur. Kitapları başka kitaplara açılan dehlizlere dönüştürmekten hoşlanan blog yazarınız için bulunmaz bir fırsat bu; bir yazardan bir diğerine uzanan bir sıçrama tahtası. Keret'i okurken bu saydığı isimlerle paralel noktalarını düşünmek, okuma tecrübesini değişik kılacak olmakla beraber, bu yazarların her biri kendi başına ilgi görmeyi de fazlasıyla hakkediyor. Uzun bir tatilin kucağında olan herkese güzel tatiller dileyelim ve burada daha önce hiç bahsetmediğimiz Nobel ödüllü yazar Bashevis Singer'ın Meşuga'sından bir pasajla sözü bitirelim.


O gece Lynn Staller'ın evinde yatarken kendi kendimin şöyle bir dökümünü yaptım, bir de edebi envanterimi çıkardım. Mesela bu yaşadığım hikayeyi okuruma nasıl anlatabilirdim? Benim yaşlarımda, aşağı yukarı benim durumumda bir okur gelse ona ne nasihat verirdim? Genelde ürkekçe mırıldandıkları şeyleri sonuna kadar bile dinlemeden, hükümlerimi bir kehanet gibi söylerdim. Hatta bir insanın derdini bir bakışta, sesinden, kelimeleri tonlamasından anlayabileceğime inandırmıştım kendimi. İvan İlyiç'in Ölümü'nü, Tolstoy'a hayran kalarak bir kez daha okumuş ve İvan İlyiç ete kemiğe bürünüp bana gelse onu dinleyebilecek kadar sabır gösterebilir miydim diye sormuştum kendime. Hayır.

Edebi eserleri tam da bizden sorumluluk talep etmedikleri için seviyoruz. Bir kitabı istediğimiz zaman açıp kapayabiliriz. Orada ıstırap çekeni rahatlatmak, ona yardım eli uzatmak istenmez bizden.

(Meşuga, Isaac Bashevis Singer. Çeviren: Aslı Biçen, Yapı Kredi Yayınları.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder