14 Ocak 2011 Cuma

Gotik roman

Shirley Jackson'dan Tepedeki Ev, önümüzdeki haftadan itibaren tüm kitapçılarda... Jackson'dan burada daha önce bahsettik; Amerikan gotiğinin kadri yaşadığı sırada pek de bilinememiş, zamanının ötesinde bir yazarı Jackson. Tepedeki Ev, kabaca ve indirgenmiş bir biçimde özetlersek eğer, perili olduğu iddia edilen bir malikanede bu iddiaları araştırmak için bulunanların başlarına gelenleri konu alıyor. Jackson'ın ustalığı, ana karakterinin psikolojisini sayfalardan okura sıçratabilmesinde ve olay örgüsünü genişletirken tutarlı labirentler inşa edebilmesinde yatıyor. Tepedeki Ev'in çağrışımları çok güçlü; Joyce Carol Oates, Neil Gaiman ve Stephen King gibi farklı kulvarlarda yer alan pek çok yazar, Jackson'ın yazınından etkilendiğini belirtiyor. Hatta Stephen King, Tepedeki Ev'in açılış paragrafının edebiyatta gelmiş geçmiş en sağlam giriş olduğunu savunmuş:

Mutlak gerçeklik koşulları altında hiçbir canlı organizma akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez; kimilerine göre tarlakuşları ve çekirgeler bile hayaller görür. Akıl sağlığı yerinde olmayan Tepedeki Ev, tepelerin karşısında tek başına yükseliyor ve karanlığı içinde tutuyordu. Seksen senedir böyleydi bu, bir seksen sene daha durabilirdi. Duvarları dimdik yükseliyordu, tuğlaları düzgünce yan yana dizilmişti, döşemeleri sağlamdı ve kapıları sağduyulu bir şekilde kapatılmıştı. Sessizlik, tepedeki evin tahtalarıyla taşlarının üstünde muntazaman uzanıyordu ve orada gezinen her ne ise, tek başınaydı.


Mutlak gerçeklik koşullarının ne denli hükmünde olduğumuzu sorgulama vakti diyenlere Tepedeki Ev'i şiddetle tavsiye ederiz. Jackson, okuma tecrübesi açısından polifonik bir anlatı yapılandırıyor, öyle ki karakterlerin, evin ve okuyanın kendi iç sesleri gerçek anlamda üst üste biniyor.

Bu arada unutmadan, bir süredir dört gözle beklediğimiz iki kitap Alef Yayınevi'nden çıktı, onu da haber edelim. Biri yeni Arnon Grünberg romanı Yahudi Mesih, diğeri ise Steven Hall'dan Köpekbalığı Metinleri; haftasonunun eşiğindeyiz hazır, bir göz atmayı unutmayın diyoruz. Ha bir de, mutlak gerçeklik koşullarına dikkat edin, başımıza gelen her şey bu yüzden!

Keyifli okumalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder