16 Haziran 2011 Perşembe

Ayna

... Wallace’ın evreni, her şeyden çok farkındalıkla örülü çıkmazlardan oluşuyor. O çıkmazlar ki insana dair olan en temel şeylere, “insanlar arası ilişkilere hakim olan oyun kuruculuğun” kırılma noktalarına işaret ediyorlar. Ancak olan bitenden bihaber yaşandığı sürece belli tatminlere ulaşmanın mümkün olduğu bir dünyada farkındalık, belki de en tehlikeli, en ağır donanımlardan biri.

Wallace’ın dünya sancısı, İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler’in hemen her sayfasında mevcut. Ama varoluş denilen lanetin çoklu katmanlarına aşina olanlar, bu sayfalarda ironiyle, mizahla ve kendi çarpanlarıyla etkileşime girerek durmaksızın genişleyen bir merhamet duygusuyla da karşılaşacaklar. Ya da belki de, yazarın dediği gibi “bunlar tümüyle doğru değil” ve her ayna, bakana farklı bir resim gösterir.

Yaftalara sığınanlara ve yafta vurmaya bayılanlar için gelsin öyleyse öncelikle: İğrenç Adamlar.

(Wallace'a girdik, o damardan devam ettik yayına. Günışığının parlaklığındaki artışla doğru oranda yükselen bir asap bozukluğu, yaz okumalarına eşlik ediyor, onu da belirtmek gerek. Hafta başında okurun okuduğuyla ilişkisinin özel ve subjektif olduğunu belirtmiştik; Zaman Kitap, bir dosya yayımlamış geçen sayısında ve Wallace'ın henüz "hiçbir önemli" eserinin Türkçeye çevrilmemiş olduğunu, yazarın "çok az kişi tarafından" okunduğunu belirtmiş. İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler'in Radikal, Sabah ve Taraf kitap eklerinin, ayrıca idefix ve Pandora'nın çok satanlar listelerinde boy gösterdiğini söyleyelim öncelikle ve altını çizelim; metnin önemine dair varılacak yargı, kuşkusuz, okurun bileceği iştir. Ne demiştik? Her ayna, bakana bağlı olarak farklı bir resim gösterir. Siz bilirsiniz.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder