26 Eylül 2011 Pazartesi

Taş-kağıt-makas

Bir haftaya daha başladık sevgili okuyucu, bir yandan yeni kitap ve fuar hazırlıklarımız sürüyor, ancak blog yazarınız sizin için dünya kitap gündemini takip etmeye tüm koşullar altında devam ediyor. Geçen hafta İngiltere'de yer yerinden oynadı desek yalan olmaz; sivri kitaplarıyla tanıdığımız Canongate yayınevi (kendileri Nick Cave'in de yayıncısıdır) yıl başında astronomik bir meblağ ödeyerek yaşam öyküsünü basacağını gururla duyurduğu Julian Assange ile deyim yerindeyse papaz olmuş ancak kitabı, yaşam öyküsü konu edilen Assange'ın izni olmaksızın yayınlamakta beis görmemiş - geçtiğimiz perşembe günü yayımlanan kitabı henüz inceleme fırsatı bulmuş değilim; ama kitap üzerinden kopan fırtınayı ilgiyle takip ettim; özetlersek durum şöyle: Hayalet yazar diye bir mefhum var, biliyorsunuz -bu hayalet yazar konusuna ayrıca bir blog yazısında değineceğim- Canongate ve ABD'den Knopf 930,000 sterlin ödeyerek Wikileaks'in arkasındaki isim Julian Assange ile bir kitap yazımı konusunda anlaşıyorlar. Canongate'in beyanına göre Assange hayalet yazar Andrew O'Hagan'ın sorularını cevaplıyor, elli saati bulan bu kayıtlar üzerinden Assange'ın yaşam öyküsü "kendi ağzından" metne dökülüyor. Hazırlanan dosyayı okuyan Assange -ki kendisi bu çalışma için 500,000 sterlinlik bir avans almış- kitaptakilerin hakkında görülmekte olan mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabileceği sanısıyla anlaşmayı iptal etmek istediğini belirtmiş; ancak sözleşmedeki birtakım boşluklar nedeniyle, kitaba devasa bir yatırım yapan Canongate'in baskısını engelleyememiş. (Avansı geri de ödememiş.) Knopf kitabı yayımlamaktan vazgeçtiğini açıkladı; ancak Canongate geri adım atmadı. İzinsiz Otobiyografi altbaşlığıyla yayımlanan kitabın yazarı; itirazlarına ve hayalet yazarın imzasına rağmen Julian Assange olarak geçiyor. Ayrıntılarını The Guardian'dan takip ettiğim bu kargaşa ile ilgili haber yapan Haberturk, 'Assange'ın otobiyografisi sızıyor' başlığıyla olaya kısaca değinmiş. Kitabın Assange hakkında tecavüz iddialarına yol açan olaylar ile başladığını ve metnin çok da sağlam olmadığını iddia eden bazı yorumlar okudum, ancak bilinmez elbette... Peki, bütün bunlar kitaptan daha çok söz ettirmek adına tasarlanmış bir danışıklı dövüş olabilir mi? İşte orasını asla bilemeyiz sevgili okuyucu.

Her şeye rağmen, aydınlık günler dileklerimizle... Bu kadar İngiltere haberi verdik madem; aşağıda, Britanya'dan çıkmış en iyi şeylerden biri olan Pulp, pazartesi sendromuna Glastonbury'den nostalji eşliğinde meydan okuyor. Yarın bizden haberler ile haftaya devam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder