15 Mayıs 2013 Çarşamba

Açlık



Eve vardığımda vaktin gece yarısına doğru gelmekte olduğunu gördüm. Bu beni bitirdi. Evde yiyecek bir şeyler aramaya devam etmenin yararı olmayacaktı; yatacak ve sabahleyin bir şeyler bulmayı umut edecektim. Soyunurken aklıma bir fikir daha geldi, bu kez o kadar parlak sayılmazdı, ama olsun… Evyeye gidip içinde çöp kutusunun durduğu küçük dolabı açtım. Kapağını kaldırıp içine baktım. Dibinde birkaç kemikle bir parça kuru ekmek vardı. Kuru ekmeği aldım, ziyanı en az düzeyde tutmak için kirli kısımlarını dikkatle kazıdıktan sonra musluğun altında ıslattım. Yutarken bir gülümseme yerleşti yüzüme, giderek genişleyen bir gülümseme. Yarın, diye geçirdim içimden, dükkâna gidip kitapları yarı fiyatına satmayı önereceğim, ya da üçte bir fiyatına veya dörtte bir. Plaklar keza. En azından on frank geçerdi elime. Sıkı bir kahvaltı edecektim, sonra… 
Ondan sonra her şey mümkündü. 

(Henry Miller, Clichy'de Sessiz Günler. Çeviren: Avi Pardo, çok yakında, raflarda... Görselde, Miller'ın not defterlerinden birinden bir yaprak, yazarın el izini taşımakta. Kaynak: Book Patrol.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder