21 Haziran 2013 Cuma

N-n-n



Haftanın notlarına ani bir giriş: Hikmet Hükümenoğlu, Paul Rogers'ın Kerouac'ın Yolda'sı için hazırladığı illüstrasyonlu metnin bağlantısını bizimle paylaşmış; siyah-beyaz çizimler ve tercih edilen yazı karakteri, metnin duygusuyla şahane biçimde örtüşüyor, bir göz atın derim.  Yukarıda ise, bu hafta sayfalarını karıştırdığım ve Harvey Pekar/Ed Piskor -ve daha pek çok sanatçının- ortaklığında hazırlanmış bir başka çizgi metni, The Beats'i görüyorsunuz - kafa karışık, odaklanma yetisi sekteye uğramış olduğunda çizgi romanlara sığınmak, blog yazarınızın kişisel kurtarıcısı, sizi bilemem elbette. Bu aralar okuduğum bir başka çizgi romanın bilgileri ile bitireyim bu bahsi: Daytripper. Hikmet Hükümenoğlu'nun Everest'ten yayımlanan kitapları için sizi buraya, websitesi için de buraya alalım.

12 Haziran tarihli bir bağlantı, Gezi Kütüphanesi hakkında: "Bu kitaplar ticari ilişkilerden muaftır. Hava gibidir. Nerede görürseniz size aittir." Kütüphane artık yok; ancak anısı taze... New York'ta işgal edilen Zucotti Park'taki kütüphane boşaltıldığında el konulan kitaplar ve diğer eşya üzerinden açılan bir dava sonucunda, New York belediyesi ve parkın yasal sahibi Brookfield Properties, hasar gören/yok olan kitaplar ve diğer eşya için 230 bin dolar tazminat ödemeye mahkum olmuş meğer nisan ayında -  ayrıntıları merak ederseniz haberin bağlantısı burada. "Madem öyle, kütüphanemin öyküsünün sonunda ne arıyorum? Teselliyi belki de. Belki de teselliyi." Alıntı, Alberto Manguel'in Geceleyin Kütüphane'sinden; çeviri Dilek Şendil'e ait, yayınevi: YKY.

Radikal'den bir haber: Sibersuçlar için SOME'ler geliyor! Serbest çağrışımla SOMA'lı Cesur Yeni Dünya'ya ve duvarlara bir zamanlar SAMO imzasını atan Jean Michel Basquait'ye uğramak gerek - bağlantıyı araştırırken SAMO'nun açılımını ve öyküsünü de öğrenmiş bulundum ben de - Basquait ile ilgili Wikipedia sayfası burada.

Geçtiğimiz hafta aktör James Gandolfini, bir film festivali için bulunduğu İtalya'da yaşamını yitirdi... Daha çok bir döneme damga vurmuş Sopranos üzerinden hatırlansa da, Spike Jonze'nin Vahşi Şeyler (Where The Wild Things Are) uyarlamasında canavar Carol'ı seslendirdiğini ve bu yaratığı neredeyse gerçeküstü bir incelikle var ettiğini belirteyim.

Notları bir Frank Lloyd Wright alıntısı ile kapatalım, Robot Mafia'dan gelsin: Television is Chewing Gum for the Eyes. Doğru söze ne denir?

Sağlıcakla kalın.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder