25 Eylül 2014 Perşembe

Yazar


Bunny Munro’nun Ölümü, adından ve başlangıç cümlesinden de gördüğümüz kadarıyla, finalde gerçekleşecek olan şeyi okura baştan bildirerek ve ana karakterini kendi akıbetine dair bir farkındalıkla donatarak bir nebze alışılmadık bir tavır benimseyen bir roman. Nick Cave, romanı bu açıdan İncil’e benzetmiş ve İsa’nın da kendi ölümünü bildiğini ve etrafındakilere duyurduğunu belirtmiş Bookseller’a verdiği röportajda. Ölüm son değildir gerçekten de Bunny Munro için; Bunny Junior’ın başına gelenler babasınınkinden bir ölçü daha muğlak olsa da onun da akibeti daha metnin başlarında okura çıtlatılmıştır.



Bunny Munro’nun Ölümü, Nick Cave’in müziği gibi, kendine has bir tınısı olan, şaşırtıcı, yer yer esprili, yer yer dokunaklı ve oldukça cüretkar bir roman. Yirmi yıl önce yazdığı romanı Ve Eşek Meleği Gördü’nün “yazım sürecinde çok sıkıldığını” söyleyen Nick Cave, kendini senaryo yazmaya veren sanatçının bir yazar olarak reenkarnasyonunu müjdeliyor. Nick Cave’e Türkçedeki sesini pek çok değerli işinin yanı sıra Bukowski çevirileriyle tanıdığımız Avi Pardo verdi. Cave’in Call Upon the Author'da Bukowski’den nefretini haykırdığını düşünecek olursak, ironik bir tesadüf bu. Bu arada Nick Cave’in senaryo yazdığını söylemişken, Bunny Munro’nun sinematografik hassasiyetlerle kurgulanmış olduğunu, öykünün çoğunun şimdiki zaman kipinde ve kamera gözüyle aktarıldığını da eklemeli.


Hafta boyunca paylaştığım yazının tam metni, -yanılmıyorsam- Express'in 99. sayısında yayımlandı. 20000 Days on Earth hakkında bilgi almak için, buraya buyrun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder