3 Şubat 2016 Çarşamba

Cevher



O şehirde, neredeyse bomboş bir dairede tek başıma yaşıyordum. Az uyuyordum. Kötü besleniyordum. Basit bir hayatım, belli rutinlerim vardı. Kimsenin satın almadığı -o denli soyutlanmış kültürlerde çeviriye şüpheyle yaklaşılıyordu zira- “yabancı cevherleri” bulup çıkarmaya uğraşan küçük bir yayınevi için kitap raporları hazırlıyor ve çevirmen olarak çalışıyordum. Yine de işimi seviyordum ve sanıyorum, en azından bir süreliğine, gayet başarılıydım. Ayrıca yayınevinde sigara içilebiliyordu. Pazartesiden çarşambaya oraya gidiyor; perşembe ve cuma günleri kütüphanede araştırma yapıyordum. Pazartesi sabahları erkenden, elimde kahve dolu kâğıt bir bardakla neşe içinde yayınevine girerdim. Önce sekreter Minni’yi, sonra başeditorü selamlardım; aslında ofisteki tek editördü kendisi ama yine de başeditördü işte. Adı White’tı. 

Masama geçer, bir sigara sarar ve geç vakitlere kadar çalışırdım.

(Bir yayınevinde başlayıp bir kitabın sayfalarına, bir şehrin bağırsaklarına ve zihin denen "eve" uzanan bir roman: Kalabalıkta Yüzler. Bir cevher, ama şüpheyle yaklaşılmasına gerek yok...
Çeviren: Seda Ersavcı. Görselde Jorge Mayet imzalı bir iş: De Mis Vivos y Mis Muertos.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder